Diş Öğrenci bir diş hekimliği içerik platformudur.

Diş hekimliğine dair pek çok içeriğe kolayca erişim imkanı sağlamaktadır.

Derlediğimiz yüzlerce yazı içerisinden ihtiyacın olanı hemen bulabilirsin.

Beta sürüm.

disogrenci

Sinüs Lifting

 

Sinüs Lifting

Sinüs lifting operasyonu maksiller posterior bölgedeki kemiğin yetersiz vertikal uzunluğunda uygulanan en yaygın cerrahi operasyon tekniğidir. Buna sebebiyet veren asıl yapı maksiller bölgede bulunan sinüslerimizin sarkmasıdır. Sinüs sarkmasına sebep olan başlıca nedenler; Çene travmaları, Sorunlu diş çekimi, İlgili bölgeden kist veya tümör çıkarılması, Kemik kaybına sebep olan diş eti hastalıkları, O bölgede doğuştan diş sahibi olmama, Dişsiz bölgeye zamanında müdahale edememe ve doğuştan büyük sinüslere sahip olmaktır. Maksiller sinüslerin asıl görevleri, sesin oluşumunu ve kafa ağırlığının azalmasını sağlamak olduğundan vücudumuz için önem arz eder. Maksiller sinüsün kemik grefti ile yükseltilerek protetik amaçlar doğrultusunda kullanılması Dr. Philip Boyne tarafından 1960 yılında önerilmiş, ilk operasyon 1975 yılında Dr. Gilt Tatum Jr. Tarafından yapılmıştır. 1980 yılında ise Dr. Boyne ve Dr. James sinüs tabanının greftlenmesini ilk kez rapor etmiştir. Hastaya herhangi bir müdahale yapılmadan önce anamnez alınması çok önemlidir. Anamnez, doktorun hastaya teşhis koyma amaçlı sorduğu sorular sonucu elde ettiği hasta öyküsüdür. Hastanın mevcut ya da geçmiş hastalıkları hakkında, kendisinden ya da bir yakınından alınan bilgilerdir. Bu bilgiler doğrultusunda kullanılacak anestezik ilaçlar ve hastanın operasyona uygunluğu belirlenir. Tedavi planlamasında röntgenin önemi büyüktür. Hem operasyon metodu belirlemede hem de mümkün olan en non-invaziv yöntemi seçmede röntgenden yararlanılır. Bu tedavi sonucunda ihtiyaç olan bölgede 6 ay gibi bir süre dahilinde yeterli vertikal kemik kalınlığı oluşturulur. Bu kalınlık sayesinde bölgede implant uygulamaları planlanabilir. Tedavi sırasında sinüslere doldurulan maddenin adı grefttir. Greft uygulanan bölgede kemik oluşumu tetiklenir. Bu madde birçok kaynaktan elde edilebilir. Bunlardan bazıları; Autograft (Hastanın kendi bedeninden, genellikle kalça veya bacağından alınır), Allograft (Bir donör veya kadavradan alınır), Xenograft (Başka bir hayvandan alınır), Alloplast (Hidroksiapetit gibi sentetik bir materyal ile sentezlenir). Günümüzde sinüs lifting uygulamaları için kullanılan 2 metot vardır. Bu metotlar tedavinin yapılacağı bölgedeki vertikal kemik kalınlığına bağlı olarak belirlenir. İmplant uygulamaları için gerekli vertikal kalınlık 8.5mm’dir. Vertikal kalınlığı 4-4.5 mm’den fazla olan hastalarda kapalı (Crestal) sinüs lifting, az olanlara ise açık (Lateral Window) sinüs lifting yapılır. Açık (Lateral Window) sinüs lifting, maksiller sinüs duvarında bir kemik penceresi açılarak, sinüs membranının yükseltilmesini takiben oluşturulan alana, greft materyalinin uygulanmasıdır. Halihazırda 4 mm’nin üzerinde kemik hacmi bulunmayan hastalarda tercih edilir. Ardından implant uygulamasının yapılabilmesi için kemik dokunun yeterli yoğunluğa ulaşması beklenmelidir. Bu süre hastadan hastaya değişiklik gösterebilmekle beraber ortalama 6 ay gibi bir zaman aldığı söylenebilir. 3-6 aylık beklemenin ardından Sinüs Kaldırma operasyonu başarıyla sonuçlanmışsa kemik yapısı implantı kabul etmeye hazır hale gelir. Kapalı (Crestal) sinüs lifting, krest üzerinden osteotomlar kullanılarak greftin yerleştirilebileceği alanın oluşturulduğu bir yöntemdir. Hasta halihazırda minimum 4 mm kemik hacmine sahipse tercih edilir. Bir komplikasyon yaşanmaması halinde Sinüs Kaldırma işleminin ardından implant uygulamasına geçilebilir. Sinüs lifting ve implant aynı ayna yapılır. İlk yöntemde implant uygulaması için 6 aylık iyileşme süresinin beklenmesi gerekirken ikinci yöntemde ise greftleme sonrası implant uygulanabilir. Buna immediyat implant uygulaması denir. Her operasyonda olduğu gibi ameliyat sırasında çeşitli komplikasyonlar oluşabilir. Bunlardan bazıları; Sinüs membranı perforasyonu; İşlem esnasında sinüs membranın inceliğine bağlı olarak yırtılmalar görülebilir. Ufak yırtıklar telafi edilebilirken daha büyük yırtıklar söz konusuysa operasyonu iptal etmek gerekebilir. Yapılan çalışmalar membran perforasyonunun post-operatif akut ve kronik sinüzit, ödem, kanama, greft materyalinin rezorbsiyonu ve normal sinüs fonksiyonlarının engellenmesi gibi sonuçları olduğunu ortaya koymaktadır. Sinüs membran yırtıkları kendi kendine iyileşir. Ostium tıkanması; Sinüsün burun boşluğu ile irtibatını sağlayan ve ostium denilen oluşum, hem sinüsün ventilasyon (hava akımı) hem de drenaj (boşalma) fonksiyonunu yerine getirir. Ostiumun kapanması, hava akımının ve drenajın bozulmasına ve alanda salgı birikiminin olmasına, bakterilerin üremesine zemin hazırlamaktadır. Sinüs ogmentasyonu sonucu meydana gelen enfeksiyon, maksiller sinüsün apikal yönde fazla doldurulması, sinüs membranının perfore edilerek greft partiküllerinin sinüse dolması gibi sebepler ostium blokajına sebep olabilmektedir. Oroantaral fistül; Operasyon sonrası içtiğiniz sıvıların ya da gargara yaparken kullandığınız sıvının burnunuzdan geldiğini hissediyorsanız acil olarak tedavinizi yapan hekiminize başvurmanız gerekir. Bu durum ciddi komplikasyonlara sebep olabilir. Uzman diş hekimi tarafından oroantaral fistül kapatılmalıdır. Sinüzit; Operasyon sonrası enfeksiyona bağlı gelişen sinüzit birçok hayati yapıya yakınlığından dolayı ciddi sorun teşkil edebilir. Maksiller sinüsün enfeksiyonunda yüzde ödem, eritem, ağrı, palpasyonda hassasiyet, pürülan burun akıntısı gibi şikayetler görülmektedir Endişelenmenize gerek yok. Sinüs lifting operasyonları %94-%100 arasında başarılı sonuçlanır. Operasyon sonrası birinci, altıncı, on ikinci ve yirmi dördüncü haftalarda hekim kontrolleri sağlanmalıdır. Operasyon sonrası şişlik ve genel huzursuzluk olağan etkilerdendir. Eğer operasyondan iki gün sonra kanama hala devam ediyorsa, ağrı veya şişlik arttıysa diş hekiminizle hemen irtibata geçin. Hasta ne yapmalı Operasyondan sonra buz uygulamalarını ihmal etmeyin, 10 gün kadar hapşırma ve sümkürme gibi burun çevresinde basıncı artırıcı hareketlerden kaçının. Ağız sağlığınıza dikkat edin. Sert ve sıcak yiyecekleri bir süre tercih etmeyin. Günde üç-dört defa tuzlu su ile gargara yapın. Bu dönemde sigara içenler sigarayı bırakmalı. Sigaranın periodontal hastalıklar ve cerrahi işlemler için risk faktörü olduğu ve implantların sağ kalım oranını olumsuz etkilediği yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur.

Kaynak:Dişportal

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol